MİRAS PAYLAŞIMI VE İNTİKAL İŞLEMLERİ REHBERİ (2025)
Mirasçısı olduğunuz bir yakınınızı kaybettiniz ve miras paylaşımı, saklı payınız, intikal gibi işlemlere dair hiçbir fikriniz yok. İşte böyle bir anda bu rehber tam size göre. MİRAS paylaşımına dair her şey.
MIRAS HUKUKU
Av. Gülşah DEMİRTAŞ
9/18/202510 min oku
Miras hukuku, bir kişinin vefatıyla birlikte geride bıraktığı malvarlığının (tereke) kimlere ve hangi oranlarda geçeceğini düzenleyen hukuk dalıdır. Türkiye’de miras hukuku, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nda ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Uygulamada mirasın paylaşımı sırasında mirasçılar arasında çeşitli anlaşmazlıklar çıkabilmektedir. Özellikle miras paylaşımı, saklı pay (mahfuz hisse) ve muris muvazaası (mirastan mal kaçırma) gibi konular hem hukukçuların hem de miras nedeniyle ihtilaf yaşayan aile fertlerinin sıkça karşılaştığı durumlardandır. Bu yazıda, miras hukuku kapsamındaki bu önemli kavramları avukat diliyle ancak anlaşılır bir şekilde ele alarak hem hukuk öğrencileri ve avukatlara, hem de miras sorunlarıyla uğraşan kişilere yol gösterici bilgiler sunacağız.
Miras Paylaşımı Nasıl Yapılır?
Miras paylaşımı, miras bırakanın terekesinin yasal mirasçıları arasında kanunda öngörülen oranlara göre dağıtılması demektir. Eğer miras bırakan bir vasiyetname veya miras sözleşmesi ile malvarlığının dağılımı konusunda özel isteklerini belirtmemişse, kişinin ölümüyle miras payları kanunun belirlediği şekilde kendiliğinden doğar ve mirasçılar tarafından bu paylar doğrultusunda paylaşım yapılır. Vasiyetname varsa, o da saklı pay kurallarına uygun olmak kaydıyla dikkate alınır.
Türk Medeni Kanunu'na göre yasal mirasçılar, miras bırakanın kan hısımları (kan bağı olan akrabaları), evlatlıkları ve sağ kalan eşidir. Mirasçılar akrabalık derecelerine göre zümre sistemi ile belirlenir. Birinci zümre miras bırakanın altsoyudur: çocukları ve (eğer çocuklardan biri vefat etmişse) onun çocukları yani torunları halefiyet yoluyla bu sıraya girer (evlat edinilmiş çocuklar da öz çocuk gibi altsoy mirasçısı sayılır). İkinci zümre, miras bırakanın anne ve babası ile onların altsoyudur (kardeşler ve yeğenler). Üçüncü zümre ise miras bırakanın büyükanne ve büyükbabalarıdır. Yakın derecede mirasçı varsa, daha uzak derecedekiler mirasçı olamaz. Örneğin miras bırakanın altsoyundan en az bir kişi hayattaysa, ikinci zümre (anne, baba ve kardeşler) mirasa dahil olmaz; altsoy yoksa miras anne ve babaya (gerekiyorsa onların çocuklarına) geçer; altsoy ve anne-baba yoksa miras daha uzak akrabalara intikal eder.
Ayrıca sağ kalan eş, yukarıdaki zümre sistemine dahil olmamakla birlikte her durumda yasal mirasçıdır. Eş, miras bırakanın altsoyu veya diğer akrabaları ile birlikte mirasçı olduğunda, hangi zümreyle birlikte mirasçı olduğuna göre kanunen farklı oranlarda miras payı alır.
Temel miras paylaşım oranları, miras bırakanın geride eş bırakıp bırakmamasına ve mirasçı olan akrabaların derecesine göre değişir. Başlıca durumlar şöyledir:
Eş ve çocuklar birlikte mirasçıysa: Mirasın 1/4'ü eşe, 3/4'ü çocuklara eşit olarak bölüşülür.
Eş ve anne-baba birlikte mirasçıysa: Mirasın 1/2'si eşe, 1/2'si anne ve baba tarafından eşit paylaşılır.
Eş ve üçüncü zümre (büyükanne-büyükbaba) mirasçıysa: Mirasın 3/4'ü eşe, 1/4'ü büyükanne ve büyükbabalara eşit olarak bölüşülür.
Eş yok, sadece çocuklar varsa: Mirasın tamamı çocuklar arasında eşit olarak bölüştürülür.
Eş yok, altsoy yoksa: Miras anne ve babaya kalır ve eşit olarak paylaşılır. Anne ve baba da yoksa, miras büyükanne, büyükbabalar veya onların altsoyuna (daha uzak akrabalara) geçer.
Hiç yasal mirasçı yoksa: Miras Devlet’e (hazineye) geçer.
Mirasçılar yukarıdaki yasal paylar doğrultusunda terekeyi aralarında anlaşarak paylaşabilir. Miras taksim sözleşmesi adı verilen bir anlaşmayla mirasçılar, malları hangi şekilde bölüşeceklerini belirleyebilirler. Anlaşma sağlanamazsa, her mirasçı mirasın paylaştırılması davası (miras taksim davası) açarak mahkemeden hakkı olan payların resmen ayrılmasını talep edebilir.
Özetle, miras bırakan bir vasiyetnameyle malvarlığının dağılımını belirleyebilse de bu tasarruf özgürlüğü mutlak değildir. Yasal mirasçıların kanunen korunan belirli asgari hakları (saklı payları) vardır ve miras bırakan, en yakın aile üyelerinin bu saklı paylarını ortadan kaldıracak tasarruflarda bulunamaz. Şimdi saklı pay kavramına ve mirasçıların bu konudaki haklarına bakalım.
Saklı Pay (Mahfuz Hisse) Nedir?
Saklı pay, miras bırakanın en yakın mirasçılarının kanunen korunan minimum miras hakkıdır. Kanuna göre altsoy (çocuklar ve torunlar), anne ve baba ile sağ kalan eş saklı paylı mirasçı kabul edilmiştir. Yani miras bırakan, bu kişileri mirastan tamamen mahrum bırakamaz; onların mirastaki belirli bir kısmı kanun tarafından güvenceye alınmıştır.
Türk Medeni Kanunu’nda saklı pay oranları şöyledir:
Altsoy (çocuklar, torunlar) için: Yasal miras payının yarısı saklı paydır.
Anne ve babanın her biri için: Yasal miras payının 1/4’ü saklı paydır.
Sağ kalan eş için: Miras bırakanın altsoyu veya anne-baba zümresiyle birlikte mirasçı olması halinde eşin saklı payı yasal miras payının tamamıdır. Diğer hallerde eşin saklı payı yasal payının 3/4’üdür.
Görüldüğü gibi kardeşler saklı paylı mirasçı değildir. (Not: Eskiden kardeşlerin de saklı pay hakkı vardı, ancak bu hak sonradan kaldırılmıştır.)
Saklı pay kurumu, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü sınırlandırarak aile üyelerinin en az bu payları almasını güvence altına alır. Miras bırakan, saklı paylar ayrıldıktan sonra geri kalan tasarruf edilebilir kısım üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilir. Yani saklı paylar düşüldükten sonra mirasın kalan bölümünü istediği kişilere bırakmakta serbesttir.
Eğer miras bırakan yaptığı bir tasarrufla (örneğin vasiyetnameyle) saklı payları ihlal ederse, saklı payı zedelenen mirasçılar tenkis davası açabilir. Bu davada miras bırakanın saklı payları aşan tasarruflarının iptali ve eksik kalan kısımların hak sahiplerine verilmesi talep edilir. Tenkis davası, mirasın açılmasından itibaren belirli süreler içinde açılmalıdır; bu nedenle saklı payı ihlal edilen mirasçıların haklarını zamanında aramaları önemlidir.
Muris Muvazaası (Mirastan Mal Kaçırma)
Muris muvazaası, miras bırakanın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı hileli (danışıklı) işlemlere denir. Halk arasında mirastan mal kaçırma olarak bilinir. Bu tip bir durumda, miras bırakan aslında mirasçılardan gizlemek istediği bir malı gerçekte bedelsiz olarak dilediği kişiye verip, resmi kayıtlarda satış yapılmış gibi göstermektedir. Örneğin miras bırakan, değerli bir taşınmazını hiç bedel almadan bir mirasçısına devredip tapuda satış olarak göstererek diğer mirasçıları mirastan fiilen mahrum edebilir.
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, bu şekilde yapılan muvazaalı işlemler hukuken geçersiz sayılır. Yani görünürde bir satış sözleşmesi olsa bile, mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yapıldığı kanıtlanan işlemler geçerli kabul edilmez. Bu durumda miras hakkı zedelenen mirasçılar, muris muvazaası iddiasıyla tapu iptal ve tescil davası açarak muvazaalı işlemin hükümsüz sayılmasını talep edebilir. Mahkeme, işlemin gerçekten mirastan mal kaçırma amacıyla yapıldığını tespit ederse tapu kaydını iptal eder ve malı yeniden miras bırakanın adına tescil ederek terekeye iade eder. Böylece söz konusu mal, mirasçılar arasında yasal paylara göre yeniden paylaştırılır.
Muris muvazaası davasını, miras hakkı ihlal edilen tüm yasal mirasçılar açabilir; burada saklı pay sahibi olup olmamak önemli değildir. Örneğin miras bırakanın kardeşleri de mirastan mal kaçırma nedeniyle haklarının çiğnendiğini düşünüyorlarsa bu davayı açabilirler.
Muris muvazaası davalarının önemli bir avantajı, zamanaşımına tabi olmamasıdır. Muvazaalı işlem baştan geçersiz sayıldığı için, miras bırakanın ölümünden yıllar sonra bile mirasçılar bu davayı açabilir. Bu yönüyle, belirli sürelere tabi olan tenkis davasına kıyasla muris muvazaası iddiası zaman bakımından mirasçılar için daha avantajlıdır.
Elbette böyle bir iddiada muvazaanın ispatı davacılar için kritik önemdedir. Tanık ifadeleri, resmi kayıtlar ve diğer delillerle işlemin danışıklı (hileli) olduğu kanıtlanmalıdır. Miras hukuku açısından karmaşık olabilen muris muvazaası durumlarında sürecin bir avukat yardımıyla yürütülmesi, mirasçıların lehine olacaktır.
Sonuç: Miras hukuku, miras bırakanın iradesi ile yasal mirasçıların haklarını dengeleyen kurallar içerir. Miras paylaşımı, saklı pay ve muris muvazaası gibi kavramlar miras anlaşmazlıklarında temel rol oynar. Bu konuların bilinmesi, mirasçılar için olası hak kayıplarını önlemek açısından çok önemlidir. Eğer miras paylaşımı konusunda bir uyuşmazlık yaşanıyor veya saklı pay ihlali ya da mirastan mal kaçırma söz konusuysa, mirasçıların gecikmeden yasal haklarını aramaları ve gerekirse deneyimli bir miras hukuku avukatından destek almaları tavsiye edilir.
ÖZET/HAP BİLGİLER
Bir yakınını kaybetmek, hem duygusal açıdan zorlayıcı hem de hukuki açıdan karmaşık süreçlerin başlangıcı olabilir. Miras paylaşımı ve intikal işlemleri, mirasçıların hak kaybına uğramaması için dikkatle yürütülmesi gereken hukuki aşamalardır. Bu rehberde, miras hukukuna dair temel kavramları, paylaşım yöntemlerini ve uygulamada dikkat edilmesi gereken noktaları detaylıca bulabilirsiniz.
Miras Paylaşımı Nedir?
Miras paylaşımı, ölen kişinin mal varlığının (taşınır, taşınmaz, alacak ve borçlarının) mirasçılara Türk Medeni Kanunu hükümleri çerçevesinde devredilmesi sürecidir. Miras, ölüm anıyla birlikte mirasçılara geçer ancak bu hakkın kullanılabilmesi için hukuki işlemlerin tamamlanması gerekir.
Kimler Mirasçı Olabilir?
Türk hukuk sisteminde mirasçılar üç gruba ayrılır:
Yasal mirasçılar: Murisin altsoyu (çocukları, torunları), anne ve babası, kardeşleri ve büyükbaba-büyükanneleri.
Atanmış mirasçılar: Vasiyetname ile mirasçı olarak belirlenen kişiler.
Vasiyet alacaklıları: Murisin, belirli bir malı bırakmayı öngördüğü kişiler.
Ek olarak, murisin sağ kalan eşi her zümrede mirasçı olabilir. Hiçbir mirasçı bulunmazsa miras devlete kalır.
Miras Paylaşım Yöntemleri
1. Anlaşma Yoluyla Paylaşım
Mirasçılar, kendi aralarında uzlaşarak mirasın paylaşımını gerçekleştirebilirler. Bu durumda miras taksim sözleşmesi yapılması tavsiye edilir. Noterde yapılması zorunlu olmasa da, ispat kolaylığı açısından noter huzurunda yapılması daha güvenli olacaktır.
2. Dava Yoluyla Paylaşım
Mirasçılar arasında anlaşma sağlanamazsa, miras taksim davası açılabilir. Mahkeme, önce aynen taksime (malın bölünerek dağıtılmasına), bu mümkün değilse satış yoluyla paylaşıma karar verir.
Saklı Pay Nedir? Saklı Payın Dağılımı ve Vazgeçme Hakkı
Miras hukukunda, murisin (miras bırakanın) istediği gibi tasarruf edemeyeceği, kanunla korunan bir kısım vardır. Bu kısma saklı pay denir. Saklı pay, miras bırakanın özgür iradesiyle istediği kişiye bırakamayacağı, mutlaka belirli mirasçılara kalması gereken miras payını ifade eder.
Saklı Pay Hakkı Sahipleri
Türk Medeni Kanunu’na göre yalnızca belirli mirasçılar saklı pay hakkına sahiptir. Bunlar:
Altsoy (çocuklar, torunlar ve onların altsoyu)
Anne ve baba
Sağ kalan eş
Kardeşlerin saklı pay hakkı bulunmaz.
Saklı Pay Oranları
Saklı pay oranları, mirasçıların bulunduğu zümreye göre değişir.
Altsoy için: Yasal miras payının yarısı saklı paydır.
Örneğin: Murisin 2 çocuğu varsa ve her birinin yasal payı 1/2 ise, çocukların saklı payı 1/4’er olacaktır.
Anne ve baba için: Yasal miras paylarının 1/4’ü saklı paydır.
Örneğin: Murisin çocuğu yoksa, miras anne ve babasına kalır. Her biri 1/2 pay alır, saklı payları ise 1/8’er olur.
Sağ kalan eş için:
Eğer eş, altsoy veya anne-baba ile birlikte mirasçıysa → yasal miras payının tamamı saklı paydır.
Diğer hallerde → yasal payının 3/4’ü saklı paydır.
Saklı Pay Nasıl Korunur?
Miras bırakan, vasiyetname veya bağış yoluyla saklı paya dokunamaz. Eğer saklı pay ihlal edilirse, saklı paylı mirasçılar tenkis davası açarak ihlali ortadan kaldırabilirler.
Örneğin: Muris, tüm malvarlığını üçüncü bir kişiye bırakırsa, çocukları veya sağ kalan eşi saklı paylarını tenkis davası ile geri alabilir.
Saklı Paydan Vazgeçilebilir mi?
Evet, saklı paydan vazgeçmek mümkündür, ancak bunun belirli şartları vardır:
Vazgeçme, miras bırakan hayattayken ve yazılı sözleşme ile yapılmalıdır.
Bu sözleşme mutlaka resmî şekilde (noterde düzenleme şeklinde) yapılmalıdır.
Miras bırakan ile mirasçı arasında yapılan bu sözleşmeye saklı paydan feragat sözleşmesi denir.
Feragat eden mirasçı, mirasın tamamından veya yalnızca saklı payından vazgeçebilir. Feragat genel ise, mirasçı hiçbir hak iddia edemez. Sınırlı feragat durumunda ise yalnızca belirlenen kısmı alamaz.
Saklı Payın Uygulamadaki Önemi
Saklı pay mirasçılar için maddi güvence niteliğindedir.
Miras bırakan, malvarlığını özgürce tasarruf etmek istese bile, kanun bu sınırı koyarak aile bağlarını ve mirasçıların haklarını korur.
Saklı pay, özellikle aile içi anlaşmazlıkların ve uzun süren davaların temel sebeplerindendir. Bu nedenle vasiyetname hazırlanırken uzman bir miras avukatına danışmak son derece önemlidir.
Saklı pay, mirasçılar için devredilemez bir hak değil, ama korunan bir güvencedir. Muris, saklı payı ihlal edemez; ancak mirasçılar kendi iradeleriyle bu haktan resmî şekilde vazgeçebilirler. Saklı payın doğru hesaplanması ve korunması, miras davalarında hak kayıplarının önüne geçmek açısından kritik öneme sahiptir.
Kardeşler Arasında Miras Paylaşımı
Murisin altsoyu (çocukları) varsa, miras eş ve çocuklar arasında paylaştırılır.
Altsoy yoksa, miras anne-babaya; onların da hayatta olmaması halinde kardeşlere geçer.
Sağ kalan eşin payı ise hangi zümre ile birlikte mirasçı olduğuna göre değişir:
zümre ile: 1/4
zümre ile: 1/2
zümre ile: 3/4.
Veraset İlamı (Mirasçılık Belgesi)
Mirasçılık sıfatını resmi olarak kanıtlayan belgeye veraset ilamı denir. Bu belge:
Sulh Hukuk Mahkemesi’nden veya noterlerden alınabilir,
Tüm mirasçıların kimler olduğunu ve miras paylarını gösterir,
Hatalı olması durumunda iptal davası açılabilir.
İntikal İşlemleri
Mirasın fiilen mirasçılara geçmesi için yapılması gereken başlıca işlemler:
Ölüm belgesinin alınması
Veraset ilamının çıkarılması
Terekenin tespiti (gerekirse dava yoluyla)
Vergi dairesine veraset ve intikal vergisinin ödenmesi
Tapu, banka ve diğer kurumlarda intikal işlemlerinin yapılması
Bu işlemler sırasında eksik veya hatalı adımlar, hem zaman kaybına hem de hak kayıplarına yol açabilir.
Sık Karşılaşılan Sorunlar
Mirastan mal kaçırma: Murisin, taşınmazı satış göstererek devretmesi durumunda muris muvazaası davası açılabilir.
Tarım arazilerinin paylaşımı: Kanun gereği belirli büyüklüğün altındaki tarım arazileri bölünemez, bu nedenle dava süreçleri gündeme gelebilir.
Saklı payın ihlali: Çocuklar, eş ve anne-baba gibi mirasçıların saklı payları korunur; ihlal halinde tenkis davası açılabilir.
Sonuç
Miras paylaşımı, yalnızca aile içi bir mesele değil, aynı zamanda ciddi hukuki boyutları olan bir süreçtir. Hak kayıplarının önüne geçmek için:
Veraset ilamı mutlaka çıkarılmalı,
İntikal işlemleri eksiksiz yapılmalı,
Gerektiğinde miras avukatından profesyonel destek alınmalıdır.
Böylece mirasçılar, kanuna uygun ve adil bir paylaşım sürecini güvence altına alabilirler.


