11.Yargı Paketi: Söylentiler, Taslak Maddeler ve Avukat Yorumu
Hepimizin merakla beklediği “11.Yargı Paketi”, henüz Meclis’te görüşülmemiş durumda. Bu yazıda, basına yansıyan maddeler üzerinden ilerleyeceğiz; kesin hüküm vermekten kaçınıyorum, çünkü nihai metin farklılaşabilir. Ancak bir hukukçu olarak, bu düzenlemelerin potansiyel etkilerini, risklerini ve fırsatlarını da değerlendireceğim.
HUKUK GÜNCEL
Av. Gülşah DEMİRTAŞ
9/29/20253 min oku
1 Ekim 2025’te TBMM açılıyor ve uzun zamandır konuşulan 11. Yargı Paketi gündeme gelmesi bekleniyor. Ancak paket henüz yasalaşmadı; elimizde sadece taslak iddialar ve bakanlık açıklamaları var. Bu yazıda, kamuoyuna yansıyan düzenlemeleri ve bir avukat gözüyle değerlendirmelerimi paylaşacağım.
Özellikle de toplumda sıkça konuşulan genel af beklentisi konusunda yanlış anlaşılmaları düzeltmek istiyorum. Çünkü bu pakette genel af düzenlemesi yok gibi görünüyor.
Paketin en dikkat çeken noktalarından biri, ortaklığın giderilmesi davalarında taşınmazların artık hissedarlar arasında rayiç bedel üzerinden satılması. Bu değişiklik, ortaklar arasında uyuşmazlıkların çözümünü hızlandırmayı amaçlıyor. Ancak rayiç bedelin tespiti her zaman tartışmalı bir konudur; bu nedenle uygulamada yine bilirkişi raporları ve değerleme uyuşmazlıkları gündeme gelebilir.
Bir diğer önemli düzenleme, avukatların kişisel verilere ilişkin taleplerinin doğrudan reddedilemeyecek olması. Bu hüküm, savunma hakkını güçlendirmek adına olumlu bir gelişme. Fakat kişisel verilerin korunması ilkesiyle nasıl dengeleneceği mutlaka net çizgilerle belirlenmeli.
E-duruşma uygulaması da genişletiliyor. Artık sadece esas duruşmalarda değil, ön inceleme aşamasında da e-duruşma yapılabilecek. Yargılamanın hızlanması açısından olumlu olsa da, adil yargılanma ilkesi ve teknik altyapı sorunları mutlaka göz önünde bulundurulmalı.
Bonolarda karekod zorunluluğu getirilmesi de gündemde. Bu düzenleme, sahtecilik ve usulsüzlüklerin önüne geçmeyi amaçlıyor. Ticari hayat açısından faydalı olsa da, iş dünyasında alışma süreci sancılı olabilir.
Dikkat çeken bir diğer başlık, belirsiz alacak davasının kaldırılması ve kısmi davalarda zamanaşımının kesilmesi. Bu, belirsizlikleri azaltmayı hedeflese de, alacağın tam miktarını bilmeyen davacılar için hak kaybı riski doğurabilir.
Ayrıca Yargıtay’ın yetki ve görevden bozma kararı verme yetkisi kaldırılıyor. Bu tür uyuşmazlıklar istinaf aşamasında çözülecek. Yargıtay’ın bu alandaki rolünün daraltılması, içtihat birliğini zayıflatabilir.
Ceza hukukunda ise önemli değişiklikler var. İnternet dolandırıcılığı, sanal bahis ve trafikte yol kesme gibi suçlarda cezalar artırılacak. Toplumsal güvenliği tehdit eden bu fiiller için caydırıcılığın artması olumlu. Ancak ceza hukukunda her zaman “orantılılık ilkesi” korunmalı.
Suça sürüklenen çocuklara yönelik ceza indirimi de yaş arttıkça azalacak. Bu düzenleme, çocuk adalet sistemiyle suçla mücadele dengesini gözetiyor. Fakat yaş sınırlarının uygulanmasında keyfiliğe yol açmamak çok önemli.
Son olarak, toplumun hassasiyetle takip ettiği konulardan biri de havaya ateş açma ve kurusıkı silahların kullanımı. Yeni düzenlemeye göre düğün, kutlama veya asker uğurlamasında havaya ateş açmak, ölüm ya da yaralanma olmasa bile müstakil bir suç olarak kabul edilecek. Trafikte yol kesme gibi eylemler de benzer şekilde suç kapsamına alınacak.
Genel Af Beklentisi
Kamuoyunda en çok merak edilen konulardan biri, “Acaba bu pakette genel af çıkar mı?” sorusu. Net söylemek gerekir ki: 11. Yargı Paketi’nde genel af yok. Bakanlık açıklamaları da bunu teyit ediyor. Dolayısıyla infaz indirimi ya da genel af beklentisiyle hareket edenler, bu paketten hayal kırıklığı yaşayabilir.
10.Yargı Paketi’nde olduğu gibi, yeni düzenlemeler daha çok yargı süreçlerini hızlandırmaya, caydırıcılığı artırmaya ve teknik konularda güncellemeler yapmaya odaklanıyor. Af beklentisi içinde olanların umutlarını yanlış yönlendirmemek gerekiyor.
Bu paketi değerlendirirken üç noktayı özellikle vurgulamak isterim:
Geçiş hükümleri kritik olacak. Yeni düzenlemeler eski davalara nasıl uygulanacak? Zamanaşımı, değerleme usulleri, istinaf süreçleri gibi konular net çizgilerle belirtilmezse, uygulamada kaos yaşanabilir.
İçtihat gelişimi baskı altında kalabilir. Yargıtay’ın yetki ve görevden bozma kararını verememesi, içtihatların çeşitliliğini ve gelişimini sınırlayabilir.
Uygulama altyapısı önemlidir. E-duruşma gibi dijitalleşme adımları, teknik altyapı eksik bırakılırsa adil yargılanma hakkını zedeleyebilir.
Sonuç olarak; Yeni yargı paketi söylentileri, hukukun güncel ihtiyaçlarına cevap vermek adına atılmış önemli adımlar içeriyor. Ancak bu düzenlemeler, dikkatle hazırlanmadığı takdirde yeni sorunlar da doğurabilir.
En net olan konu ise şu: Genel af bu pakette yok. Toplumun beklentilerini gerçekçi tutmak ve hukukun güvenilirliğini bu yönde korumak gerekiyor.


